Evet belki gündelik planlarda söndürdün gerçek hayallerini fakat nefes aldığın sürece neden tekrar başlamayasın ki ? Neden ikinci hakkı tırnaklarınla sökerek al(a)mayasın. Desteğe, söze, paraya mı ihtiyacın var sanki ? Git ve yaşa artık bahanesiz, yalansız, duraksız ve kendin gibi. Ödeyeceğin herhangi bir bedel özgürlüğünden daha değerli olmayacağı gibi sana neler kazandıracağını da denemeden bilemezsin. Zira sıfırdan çıkılan bir hayatı bir önceki ile karşılaştırmak yaşayamamanın ufak bir göstergesi olmaktan daha öteye gidemez. İşte tam olarak bu yüzden en çok anı yaşamaya önem vermelisin. Tam olarak bu yüzden yaptığın ve yapacağın hatalar ile hayattan haz almayı bilmelisin. Biyolojik bir nesne olarak çürümekten kaçış yok evet fakat ruhunu da bedenin ile aynı oranda çürütmek zorunda değilsin çocuk! Aslında beraber çok güzel günlerimiz de oldu. Havanın nefes almaya değer, yıldızların coşkulu ve davetkar olduğu geceler ve sabahlar gördük birlikte. Ve hatta deliler gibi aşık olup geceler boyu sevişmişliğimizde yok değildir, içtiğimiz üzüm taneleri şerefine.. Fakat çocuk artık biz daha çok biz gibi yaşamalıyız, varlığın ve yokluğun ötesinde bizi bekleyen gizemli bir hayat var. Birlikte el-ele, göz-göze, diş-dişe dirsek teması yürüyeceğimiz ve tüketeceğimiz o kadar çok yaşam enerjisi var ki.. Hadi sen şimdi uyu ben 2 kadeh sonra seni yakalarım.
Bu arada çocuk seni hiç bir yolculuğunda yalnız bırakmayacağımı bilmelisin. Sen yeter ki yürümek iste, ben sana kanat da olurum pençe de, yol da olurum köprü de .. Sen yeterki koş çocuk.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil