31 Aralık 2013 Salı

Naz


Sessiz ve soğuk bir yıl başı arifesinde tanışmıştık seninle ve yine bir yılbaşı gecesinde doğuyorsun gündüzüme.. Benim ufak ve kırılgan kar tanesi sevgilim,  yeni yılda en güzel mutluluklar seninle olsun.. Geriye dönüp bakıyorum da ne çok şey yaşamışız bir yılda.. Hani hızlı şekilde akan bilgisayar oyunlarına benziyor.  Atlattığımız badireler beraber göğüs gerdiğimiz zorluklar sanki hepsini toplasan 10 yılı beraber geride bırakmışız gibi. Ama bir anda senin o sevimli ufak kar tanesi yüzünü hayal ediyorum. Sanki ben bu şapşala daha dün âşık olmuşum da bugün ilk defa yüzünü görecekmişim gibi geliyor. Söyle ufak kız çocuğu söyle ne zaman yüreğinde bu kadar büyük bir sevgi doluştu da ne ara kalbimi çaldın o ıssız derinlerden.

Oysaki ne kadar da uzaktım bu denli duygulara, hayatı boşlamış olduğu gibi yuvarlanan bir denizyıldızından farkım yoktu. Senle tanıştığım gün sorsalar şu satırları yazacağım aklımın ucundan geçmezdi, böyle ufak bir kızın böylesine güzel bir kalbe prensesin karşıma çıktığını ve benim ona âşık olacağım da çok uzak bir hayal gibi sanki rüya gibi gelir geçerdi herhalde.

Yalnız gecelerimde ortak oldun önce bana, aslında o kadar şaşırttın ki beni sanki ömrümde ilk defa beni dinliyor ve anlıyordu. Her cümlende bir daha şoke oluyordum. Alışılagelmiş o klişe cümlelerle avutmuyordun beni. Üstüme geliyor her şeyi öğrenmek istiyor yargılamıyor ve her şeye rağmen yanımda oluyordun. Kendimi ben bile terk etmek isterken sanki sen inadına benimle beraber yaşıyordun sanki benim yerime de yaşamak istiyordun. Elinden çalınan bütün günleri yeniden yaşatmak ve bu yeni yaşamı bana armağan etmek istiyordun. Ben battıkça sen daha bir inatla daha bir güçle yapıştın, önce kollarımdan tuttun beni sonra senin varlığın öyle bir kenetlendi ki bana.. Kenetlendik evet, önce sen bana kenetlendin çektin çıkardın uçurdun beni. Görmediğim veya unuttuğum bir dünyayı yeniden gösterdin bana. Kendi kız çocuğu hayallerini anlattın ve o tuttun ellerimden işte dedin yaşanacaksa beraber yaşanacak bir dünya daha var elimizde. Kirletmeyelim yıpratmayalım dedin bu saf dünyayı tut ellerimden yaşa benimle dedin. Bunu öyle bir coşkuyla söyledin ki bana kulaklarım kalbimden sonra hissetti sözlerini. Kalbim senin varlığınla yeniden çarpmaya başladı.. Sanki sen okyanus kokusuydun ve bana okyanusu vaat ediyordun, ben sana yüzdükçe sen daha da bir güzelleşiyor ve daha çok derinleşiyordun. Hani demiştin ya sen bir ateşsin farkındayım diye işte esas göremediğin nokta senin minik kız çocuğu kalbinin içinde o ateşi söndürecek bir okyanusa sahip olduğundu. İyi ki de görememişsin bunu iyi ki önce ben görüp daha derine inmeyi ilk ben istemişim.  Sana baktıkça içten içe heyecandan saçmalamaya ve gözlerine her bakışta kaybolmaya başladığımda fark ettim minik kız sen aşkların en güzelisin ve ben senin aşkına aşığım. Gittiğim her yerde kokun gittiğin her yerde izim olsun.


Eğer yaşanacaksa hayat yaşayalım, buysa elimizde ki nefes alacaksak şu mavilikte yaşlanacaksak aynı gökyüzünün altında beraber aynı köhne ağaçların gölgesinde el ele bir hayat olsun. Olacaksa hayat beraber olsun olmayacaksa tutun nefesimi benim yerime alın ellerimi ellerimden ve gözlerime göstermeyin bir daha mavi.. Ben küçük kız çocuğunu çok sevdim.  Hayatsa eğer bir kar tanesi kadar küçük, yine hayat olmalı onun kadar saf ve beyaz.