(İtten aç yılandan çıplak
Gelip durmuşsam kapına Var mi ki doymazlığım. )
Selam olsun yalnızların yalnızına, yalnızlığıyla barış ilan etmiş olana.
Sen miydin o, yalnızlığım mıydı yoksa ?
Bazen
var olmak yok olmaktan daha ağır gelir. Lakin istesende yok olamazsın,
varlığını ilan etmiş somutluğunu kanıtlamış bir enerji bütünü olarak
hiçliğin karanlık boşluğuna karışmanın yolunu bulamazsın. Her gece
kendini yok etmeye adarsın beyninde sıkışmış nöronlara bağlı ucube
bedenini, inat edersin, azim gösterirsin yine de başaramazsın. Yaşamını
yok edemezsin, yaşamın ne kadar hiç olursa olsun kendini bir hiçe
çeviremezsin, yaşamaktan kaçamazsın ve durup dururken hiç gereği yokken
bir gece daha, sadece yaşarsın. Belki fazladan bir sigara yakınca mutlu
hissedersin kendini yada alışılmış bir kadeh oluşuverir parmaklarının
arasında. Bardağı çevirir dumanı üflersin geceye bir şiir bıakır
yıldızlara isim koyarsın, karanlığın ihtişamına karşı koyamazsın ve
şehrin en yükseğinden okkalı bir küfür sallarsın gelmiş ve gelecek
olana. Bu esnada kaçınılmaz son yine belli eder kendini ufukta ve
döngünü tamamlarsın. Fakat korkarım ki hiçliğe asla düşemezsin.
Sevdiğim, kaçak baharım
Yüzüne boyandı gece
Toprağıma düştü yağmur
Ah süzüle süzüle
Ellerin tenimde ateş
Korkular bir adım öte
Dağlarımdan geçti rüzgar
Çığ düşüre düşüre
Yüzüne boyandı gece
Toprağıma düştü yağmur
Ah süzüle süzüle
Ellerin tenimde ateş
Korkular bir adım öte
Dağlarımdan geçti rüzgar
Çığ düşüre düşüre
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder