Sen buna saçmalamak
mı diyorsun?
Ben senin için öyle
bir saçmalarım ki
Kendimi unuturum
Nasıl öldüğümü ve
nasıl korktuğumu unuturum
Her gece ismini
Hecelediğimi
unuturum
Affet, bazen ileri,
geri zıplar
Sensiz yaşamadığımı
unuturum.
Kalbimse,
Bırakamaz seni,
nefes alamaz,
Sensiz geçen saniye
de
Buz tutar
Tutar da bunu bazen,
Bana bile söylemez.
O da ister ki
Yaşayacaksa seninle
Yaşayacak.
Sükutundan taşlar
çatlar
Yine de,
İster ki önce ben
öleyim
İşkenceden, azaptan.
Öylece izler kendi
kendime kül olmamı
Ve sana yalvarmamı
ister.
Dönmeni bekler,
Dört gözle.
Gözümden bir damla
yaş akar
Senin seline karışır
da,
Tenine karışamadan
Düşer elime usulca.
Kalbim affet suçlusu
benim affet.
Sevgilim affet,
Şayet bir anlığına
Bırakırsam pamuk
ellerini
Kurusun gözlerim
sonsuza dek,
Kendi çukurunda
kurusun yok olsun
Boğulsun, sessiz ve
tesirsiz.
Seni bir kere daha
öpemezsem
Dudaklarım terk
etsin bedenimi
Kollarım yıldızlara
ödesin borcumu
Yok olayım yavaş
yavaş
Parçalansın ruhsuz
bedenim
Ellerimi martılar
yesin mesela.
Ta ki sadece kalbim
kalana dek
Sürsün bu haykırış.
Son çığlık senin
adın olsun
Ve seni ne kadar çok
sevdiğimi anlatan
Tek bir göz yaşı
kalsın
Kalbimde sol tarafa
yakın bir yerde
Çünkü adını
kazımışım senin
En derin yerime.
Nefes alırsam sensiz
Buz tutsun bedenim
Sen gelip çözene
dek.
Gel sevgilim
Sev, kaldığım yerden
Beyaz bulutlarda
kaybettim nefretimi
Yalnızca sen kaldın
Kopuk bedenimin bana
ait olan
Son parçası, sen.
Sen,
Yeniden hayat veren
Tanrıya şirk koşan
Ölüyü dirilten, sen.
Gücensin bilinen ve
bilinmeyen,
Bütün tanrılar.
Bir de ben var
burada,
Sana tapan.